26 Şubat 2006

şu an isterdim ki...

Hava puslu, yağmurlu, hani tam insanın uyumak isteyeceği hava...
At kendini yatağa, televizyonu aç, izlerken huzurlu bir uykuya dal...
Şu an isterdim ki, kendimi babaannemdeki koca yatağın üstüne atayım, çaprazlamasına... Battaniyeyin köşesinden de çekeyim, üstümü örtsün, tv'yi de açayım, ohh keyfe bak...
Ama yok artık öyle bir şey, sadece hatıralarda kaldı...
O ev yok artık, o oda yok, o yatak yok... Yatak, ki babaannemin 65 yıllık yatağı, bizim çatıda parçaları birleşsin bekliyor... Battaniye bir yerde torbaların içinde... Yastıkları İstanbul'da halamda... Tv bomboş evde, odada, babaannemim son zamanlarda yattığı "sağlıklı tempur yatak" ın karşısında... Muhtemelen o da kendini oraya yabancı hissediyordur...
Heh, teselli olsun diye, "ama babamın evindeki yatağım da kocaman, yumuşacık ve sıcacık" diye avuttsam da kendimi, ben orada o evde o yatakta olmak istiyorum, huzurlu uykumda....

21 Şubat 2006

Deniz resmim

Bu fotografı geçen hafta çektim ve sizlerle paylaşmak istedim....
Deniz kenarında yürürken, denizle karanın buluştuğu bir yerde , denize rüşvet teklif ettim...
Beni ıslatmazsan fotografını çekerim dedim...
O ıslatmadı, ben de sözümü tuttum...


Sonra baktım, ne güzelmişsin sen dedim...
Işığın, köpüklerin... bir karede tüm denizi anlatmışsın.

Bir daha baktım, amma çok kiremit, tuğla var içinde dedim... Amma karışmışız işine dedim...


Öyle ya da böyle, belki çok matah birşey değil, fakat bu resim huzur verdi içime...
Köpükler sıkıntıları mı götürüyor ne...???

Hoşçakal Babaanneciğim

Gömüldüğü gün, 28 Ocak 2006'da "Anneler" gruplarına yazdığım ve birazını da sonradan eklediğim bir yazım...

Bugün zor bir gündü ama başarıyla atlattığımı umuyorum... Babaannem, Dedemle buluştu sonunda... Hatta devamlı andığı annesi ve tabiiki de sevgili babası ile...
Hatta bu dünyadakiler karar verdik, diğer taraf daha eğlenceli olmaya başlamış... Tanıdıklar, eğlenceli insanlar erkenden orada yerlerini almışlar, "İyiler erken gider"in ispatı misali...

Rahmetli, karanlıktan ve ölümden çok korkardı ama hiç birşey korktuğu gibi olmadı: 2-3 dk içinde bu dünyadan gitti, muhtemelen kendi bile farketmedi... "Son Nefes" derler ya hani...
Mefkürüm kusura bakma, gittiğinde yanında olamadım, son anını yakalayamadım :((

Bu gece de vasiteyi üzerine küçük de olsa bir ışık yanık bıraktık mezarı başında. Sonrasında halamlar gidip fener koydular... Babam pek kızdı ama aldıran kim... Mefkürüm son bir şey istemiş çok mu?? Hem ben de ona zamanında bu konuda söz vermiştim... Sevmediğin o konuşmalardan biri esnasında '7 gün ışık yakacaz korkma bitanecim' demiştim....

Bugün herşey babaannemin tam isteyeceği gibi idi....
İyi hava, bol çiçek, bir çok seven insan... sonrasında bol yemek ;)
Rahmetlinin ne çok seveni varmış.. 7 den 70 e demek az... 3 den 90 a demek daha doğru... Hani fazla küçük olmasalar, Tolga ile Emre de geleceklerdi neredeyse...
Evine belki 100 kişiden fazla insan geldi bugün, tanıdıklar İstanbuldan Ankaradan özel geldiler... Neredeyse uçak kaldırmış gibi olmuşlar...

Canım benim insanları çok severdi... Ve de yedirmeyi... Evde o yedi mi bu yedi mi, ne yedi diye herkesin peşinden sorardı :) En çok da benim tabii!!!

Babasından geçmiş huyu ;) Rivayet o ki büyük dede yedirmekten 2 kişinin vefatına neden olmuş...

Neyse dediğim gibi herşey tam isteyeceği gibi idi, meğersem normalde camide tabut başında 1-2 kiş durumuş, biz maaile başındaydık... Tüm çocukları, torunları hep yanındaydık... Son dakikaya dek... Mefkürüm, biliyorum gördün, yanından hiiç ayrılmadım... Elini tuttum hep namaz başlayana dek...

Mezara konmasında bile yanındaydım... Diyorum ki, bu konuları konuşmayı hiç sevmezdi ama sanırım içten içe bazı şeyleri benim yapmamı istedi... Ben onun torunundan öte idim çünkü her zaman için... Mefkürüm, yanına "Göztepe" atkısını da koydum, hani o taraftan belki maçları izlersin;) Hem sanıırm Fehmi Dede de kullanır kurduğu spor klübünün atkısını... Bir de çiçek koyduk yanına, yapraklarında hepimizin adının olduğu... Bizi oralarda unutma e mi?

"Mekanı cennet olsun..." diyen arkadaşlar, sağolun, ben ve tanıyan herkes çok emin ki yeri zaten orası!! Görseniz eminim hepiniz çok severdiniz... Çok tatlı ve iyi bir kalpli , gerçek insandı...

Kardeşim yıkamaya gitti, normalde vücutlar taş gibi olurmuş, bizim kızınki yumuşacıkmış, öyle ki kaldırıken oturma pozisyonuna bile gelmiş; dediler...

Dün gece kaybından ötürü çok kötü olmuştum, ama sabah kalktığımda iyiydim, törende de iyiydim sanırım. Eminimki gece o yanıma geldi ve bazı telkinlerde bulundu... öyle ki gece uyurken taşıdığım endişelerden hiç biri sabah yoktu...

Gece yanıma gelip "ben mutluyum" dedi, "beni serbest bırak" dedi... "ben yanından hiç ayrılmayacağım, sen sadece beni göremeyeceksin" dedi... Babaannem, şimdiye dek bana vediği her sözü tuttu, eminim bunu da tutacaktır... Seninle neden ayrılalım ki???

Birtanemi Kaybettim :(


En son yazdığımdan beri çook çok geçti sanmıştım... meğersem sadece4 aycık geçmiş...Dalga geçtiğimi düşünüyorsunuz değil mi bu "aycık" lafı ile?? oysa bana çok daha uzun süreler geçmiş gibi geldi...Yaşanılanları sayarsak bir kaç yıl geçmiş olmasını dilerdim..... Şimdi düşününce bile içim kabardı... duruyor mu ki?? *** reklam: piyale hazır maya ve kabartma tozu*** onları kullansam bu kadar kabarmazdı emin olun... Herşeyden önce hatta çoookk önce, 26 Ocakta bir tanecik Mefkürümü kaybettim... Uff keşke bulmak üzere kaybolmuş olsa... Bu nasıl anlatılacak birşey hiiç bilmiyorum... Tek bildiğim ben bir daha Mefkürümü göremeyeeğim :((((( Uzakta da olsa varlığını bilmek yetiyordu... Şimdi varlığı artık Güzelbahçe merazlığında Celo'nun yanında... içim el vermiyor gitmeye...dün gece ilk kez onun evinde, yani evimizde tek başıma yalnız kaldım.. eskiden ne çok isterdim biraz yalnız kalmayı, sessizliği... ı-ıhh bu defa onu duymayı çok istedim...istedim ki gelsin gene salona açtırsın radyoyu tv yi sonuna kadar... abuk subuk da olsa birşeyler dinlemek zorunda kalayım, gene herşeyi tekrar tekrar sorsun, kızayım ama yeterki o burda olsun... Çok şey istiyorum biliyorum :(Bilmeyene bizim ilişkimizi anlatmak çok zor... Lalenin oğluşları var benim de Mefkürüm vardı... 87 yaşındaki bebeğim... Yemesi, kalkması, ilacı derken gün geçiyordu işte...Canım benim, birşeyler yapmak istemediğinde "Ölümü gör ki..." derdin... Ben de sana ya "sen benimkini gör" ya da "amaan görcez işte noolcak be Mefkürüm" derdim... Derdim de yaşamanın bu kadar zor olacağını bilmezdim.. Neden bilmem ama1) yakın zamanlarda öleceğimizi ve 2) senin ebediyen yaşayacağını düşünürdüm sanırım...Gördüm bir tamen gördüm, hatta seni öptüm de... O zaman değil ama bu şimdi koyuyor....Bu yazının sonu gelmeyecek be Mefkürüm... Anlatmak için 32 yılın her gününü anlatmamız gerekecek... Biz birbirimizi bu kadar nasıl sevdik be canım... Neredeyse ilk günümden beri seni bildim yanımda... Uzak olsak da varlığın vardı, mektupta ya da telefonun ucunda...Hatta bana e-mail bile atmıştın, Amerika'ya gittiğim yıl doğum günümde... Sen bilsmesen de oradan dönüşümün temelinde de sen vardın... "Ailem, hayatım , yaşamım, babaannem, her şeyim İzmir'de, ben burda 1-2 sene kalacam ne olacak, gene de dönücem, en iyisi baştan gideyim" diyordum, Burçin'e sor istersen...Ben seni nasıl bırakayım, nerelere gideyim be canım... İyiki de dönmüşüm, iyiki de seninle aynı evde dip dibe yaşamışım şu son bir kaç yılı... İyi ki bakmışım sana sen de bana...Şimdi bazıları senden "anı" peşinde koşuştuururken, benim hiç bir şeye ihtiyacım yok, çünkü benim "SENİM" var...Çocukken Celo'yu diğer odaya gönderip beraber uyumalarımız var, sana kaçak yazdığım mektuplaşmalarımız, istisnasız her akşamüstü okul çıkışına gelişlerin, tüm sınıfça sana pencereden "babaanneee" diye seslenişlerimiz, insidon kavgalarımız, son geceden önce "öcüü" yapışım, Altınyunus tatillerimiz, devamlı telefonla arayışların, beni ne çok sevdiğini bilmemin şımarıklığı ve nazı (sende de aynısı), parmağımda son yüzüğün, sımcıcak sarılışlarımız, sevgiden bunaltışların ve en önemlisi kalbimde sevgin var... Babaannem, boşver diğerleri senin evinden parçalar alsınlar, bende senin sevgin kalsın yeter... Zaten ben onlara şunu diyorum "ben babaannemden almam gerekenleri aldım ve onlar içimde"!!! Senden görgüyü, sevgiyi ve daha nicelerini aldım ben, varsın diğerleri başkalarına kalsın...

Öğrendik ki...

Öğrendik ki... Arkadaşlarımızın değişebileceğini kabul edersek, arkadaş değiştirmek zorunda kalmayız.
Öğrendik ki... En sevdiğimiz kişi bile bizi bir kez kırabilir, ama o herzaman affedilmeyi hak eder.
Öğrendik ki... Gerçek dostluk ve gerçek aşk, araya mesafeler bile girsebüyümeye devam eder.
Öğrendik ki... Bir saniyede yaptığınız birşey size hayat boyu kırık birkalp bırakabilir.
Öğrendik ki... Olmak istediğimiz gibi biri olmak bazen hayat boyusürebilir.
Öğrendik ki... Sevdiklerimizin yanından ayrılırken son sözlerimiz güzelşeyler olmalı, belki de bu onları son görüşümüzdür.
Öğrendik ki... Yaptıklarımızın sorumluluğu bize aittir, nasıl hissedersekhissedelim.
Öğrendik ki... Biz davranışlarımızı kontrol etmezsek davranışlarımız bizikontrol etmeye başlar.
Öğrendik ki... Bir ilişki ne kadar ateşli şekilde başlasa da, tutku güngeçtikce söner. Birbirine gerçekten bağlı olanlar, kalplerindeki sevgiaslasönmeyenlerdir.
Öğrendik ki... Kahramanlar, doğru şeyi doğru zamanda ve sonuçlarınıdüşünmeden yapanlardır.Öğrendik ki... Adalet parayla sağlanmaz.
Öğrendik ki... En iyi arkadaşlarımız, birlikte hiçbirşey yapmadan da çokşey yaparak da iyi vakit geçirebildiğimiz kişilerdir.
Öğrendik ki... Kızmaya hakkımız var ama zalimce davranmaya hakkımız yok.
Öğrendik ki... Biri bizi istediğimiz şekilde sevmiyorsa bu bizi tümkalbiyle sevmediği anlamına gelmez.
Öğrendik ki... Olgun olmak kaç doğum günü kutladığımıza değil, hayattaneler görüp geçirdiğimiz ve bunlardan neler öğrendiğimize bağlıdır.
Öğrendik ki... Bazen etraftakilerin bizi affetmesi yetmez, bizim dekendimizi affedebilmemiz gerekir.
Öğrendik ki... Biz ne kadar acı çekiyor olsak da dünya dönmeye devamediyor.Öğrendik ki... Yetişirken ailemiz ve çevremiz bizi etkiler, ama sonundanasıl biri olduğumuz sadece bize bağlıdır.
Öğrendik ki... İki insan kavga ediyorlarsa bu birbirlerini sevmediklerianlamına gelmez, iki insan hiç kavga etmiyorlarsa da birbirlerinisevdiklerianlamına gelmez.
Öğrendik ki.. Bazen bir sırrı öğrenmek için ısrarcı olmamak gerekir,öğrendiğimiz şey hayatımızı sonsuza kadar değiştirebilir.
Öğrendik ki... İki insan aynı yöne bakıp apayrı şeyler görebilir.
Öğrendik ki.. Sizi hiç tanımayan insanlar birkaç saniyede hayatınızınakışını değiştirebilir.
Öğrendik ki... Birini ne kadar çok severseniz hayat onu sizden o kadarerken alır.


Bip Not: Öğrendim ki ben bazı şeyleri daha hala öğrenememişim.............

This page is powered by Blogger. Isn't yours?


adopt your own virtual pet!