21 Şubat 2006

Birtanemi Kaybettim :(


En son yazdığımdan beri çook çok geçti sanmıştım... meğersem sadece4 aycık geçmiş...Dalga geçtiğimi düşünüyorsunuz değil mi bu "aycık" lafı ile?? oysa bana çok daha uzun süreler geçmiş gibi geldi...Yaşanılanları sayarsak bir kaç yıl geçmiş olmasını dilerdim..... Şimdi düşününce bile içim kabardı... duruyor mu ki?? *** reklam: piyale hazır maya ve kabartma tozu*** onları kullansam bu kadar kabarmazdı emin olun... Herşeyden önce hatta çoookk önce, 26 Ocakta bir tanecik Mefkürümü kaybettim... Uff keşke bulmak üzere kaybolmuş olsa... Bu nasıl anlatılacak birşey hiiç bilmiyorum... Tek bildiğim ben bir daha Mefkürümü göremeyeeğim :((((( Uzakta da olsa varlığını bilmek yetiyordu... Şimdi varlığı artık Güzelbahçe merazlığında Celo'nun yanında... içim el vermiyor gitmeye...dün gece ilk kez onun evinde, yani evimizde tek başıma yalnız kaldım.. eskiden ne çok isterdim biraz yalnız kalmayı, sessizliği... ı-ıhh bu defa onu duymayı çok istedim...istedim ki gelsin gene salona açtırsın radyoyu tv yi sonuna kadar... abuk subuk da olsa birşeyler dinlemek zorunda kalayım, gene herşeyi tekrar tekrar sorsun, kızayım ama yeterki o burda olsun... Çok şey istiyorum biliyorum :(Bilmeyene bizim ilişkimizi anlatmak çok zor... Lalenin oğluşları var benim de Mefkürüm vardı... 87 yaşındaki bebeğim... Yemesi, kalkması, ilacı derken gün geçiyordu işte...Canım benim, birşeyler yapmak istemediğinde "Ölümü gör ki..." derdin... Ben de sana ya "sen benimkini gör" ya da "amaan görcez işte noolcak be Mefkürüm" derdim... Derdim de yaşamanın bu kadar zor olacağını bilmezdim.. Neden bilmem ama1) yakın zamanlarda öleceğimizi ve 2) senin ebediyen yaşayacağını düşünürdüm sanırım...Gördüm bir tamen gördüm, hatta seni öptüm de... O zaman değil ama bu şimdi koyuyor....Bu yazının sonu gelmeyecek be Mefkürüm... Anlatmak için 32 yılın her gününü anlatmamız gerekecek... Biz birbirimizi bu kadar nasıl sevdik be canım... Neredeyse ilk günümden beri seni bildim yanımda... Uzak olsak da varlığın vardı, mektupta ya da telefonun ucunda...Hatta bana e-mail bile atmıştın, Amerika'ya gittiğim yıl doğum günümde... Sen bilsmesen de oradan dönüşümün temelinde de sen vardın... "Ailem, hayatım , yaşamım, babaannem, her şeyim İzmir'de, ben burda 1-2 sene kalacam ne olacak, gene de dönücem, en iyisi baştan gideyim" diyordum, Burçin'e sor istersen...Ben seni nasıl bırakayım, nerelere gideyim be canım... İyiki de dönmüşüm, iyiki de seninle aynı evde dip dibe yaşamışım şu son bir kaç yılı... İyi ki bakmışım sana sen de bana...Şimdi bazıları senden "anı" peşinde koşuştuururken, benim hiç bir şeye ihtiyacım yok, çünkü benim "SENİM" var...Çocukken Celo'yu diğer odaya gönderip beraber uyumalarımız var, sana kaçak yazdığım mektuplaşmalarımız, istisnasız her akşamüstü okul çıkışına gelişlerin, tüm sınıfça sana pencereden "babaanneee" diye seslenişlerimiz, insidon kavgalarımız, son geceden önce "öcüü" yapışım, Altınyunus tatillerimiz, devamlı telefonla arayışların, beni ne çok sevdiğini bilmemin şımarıklığı ve nazı (sende de aynısı), parmağımda son yüzüğün, sımcıcak sarılışlarımız, sevgiden bunaltışların ve en önemlisi kalbimde sevgin var... Babaannem, boşver diğerleri senin evinden parçalar alsınlar, bende senin sevgin kalsın yeter... Zaten ben onlara şunu diyorum "ben babaannemden almam gerekenleri aldım ve onlar içimde"!!! Senden görgüyü, sevgiyi ve daha nicelerini aldım ben, varsın diğerleri başkalarına kalsın...

Comments: Yorum Gönder



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?


adopt your own virtual pet!