12 Ekim 2006

Artık bizim de bir "Nobel ödülü" müz var...

Orhan Pamuk bugün (12/10/2006) İlk "Nobel Ödülü" kazana T.C vatandaşı oldu... İsveç Akademisi, "kültürlerin çatışma sembolleriyle ilgili çalışmaları nedeniyle bu ödülün Pamuk'a verildiğini açıkladı

Neden, niçin, iyi midir kötü müdür... Tartışmam bile... Boşverdim gitti... Bu tutum, gördüğüm kadarıyla sadece bende değil, genel anlamda toplumuzda da var...


Adam geçen sene de adaydı ama bu sene aldı...
Yaa ben bunda sanki bir Eurovizyon vari koku alıyorum... Yani nedir? "şarkısını boşver biz sevdiğimize, yüksek puanımızı verelim" veya " "adamlara politik haksızlık ettik bari puan verelimde durumu yırtalım"... Hee evet bir parmak bal çalın bakalım...

Tesadüf ya Fransızların soykırım kararı ile bu ödül de aynı günde verildi...

Aslında bir olay, büyük gurur bu... Ama ne bileyim işte bir burukluk da var olayın içinde...
Başka bir burukluk ise, Orhan Pamuk'un (tv de gördüğüm) konuşması idi... tam hatırlamıyorum ama " Burada Türkiye Cumhuriyetini temsilen kimse yok, onların olmaması ise benim için ayrı gururdur" gibilerinden birşeydi... Tam da "evet yaa neden kimse yoktu orada" diyecekken... AAAA 1 sn yaa... Hani Mr. Pamuk ödül aldığını ABD'de öğrenmişti, ve hani ödül 10 Aralıkta verilecekti??? Daha bu konuşmanın yapılması için erken değil mi??? Yoksa parlementonun ödül açıklanacağı sırada Mr Pamuk'un yanında mı olması gerekiyordu??? O halde, umarım bir dahaki ödül açıklamaları sırasında Meclis civarı bir yerde bulunursunuz!!!

Bu arada, Sn. Pamuk dan çok daha önce, Yaşar Kemal de Nobel Edebiyat ödülüne aday olmuş...

Madem gündem bu işte wikipedia'dan Nobel Ödülü hakkında bilgiler...

Nobel Ödülü, 27 Kasım 1895 tarihli ve 30 Aralık 1896 tarihinde Stockholm'de açıklanan vasiyetnamesiyle Alfred Nobel tarafından kurulan derneğin verdiği, insanlığa hizmet edenleri ödüllendirmek amacını taşıyan prestijli bir ödüldür. İlk Nobel ödülleri 1901 tarihinde verilmeye başlanmıştır.


Nobel ödülü verilen alanlar
Nobel'in servetinin yıllık geliri beş eşit parçaya ayrılmıştı.
"Fizik", "Kimya", "Fizyoloji veya Tıp" alanlarında en önemli icadı yapan kişilere
Edebiyat alanında en soylu ve en içten ideali örnek alarak meydana getiren eserin yazarına
Halklar arasında kardeşliğin gerçekleştirilmesi, orduların kaldırılması veya sayısının azaltılması, barış kongrelerinin yapılması ve yaygınlaştırılması için en çok çalışan kişilere verilir.
Başta beş dalda verilen ödüllere 1969 yılında İsveç Bankası Alfred Nobel anısına bir de İktisat ödülü ekledi. Bu ödüllerin dağıtılmaya başlaması 1901 tarihine denk gelmektedir ve günümüze kadar sürmüştür.
Fizik ve Kimya ödülleri İsveç Akademisi, Tıp ve Fizyoloji ödülleri Stockholm Karolin Enstitüsü, Edebiyat ödülü Stockholm akademisi, Barış ödülü de Norveç Storting'i tarafından seçilen beş kişilik bir komisyon tarafından dağıtılır.

Nobel Edebiyat ödülleri her yıl Alfred Nobel'in sözleri ile bir idealist eğilimi en farklı şekilde ifade eden yazara verilmektedir. İsveç Akademisi her yıl bu ödüle layık kişileri seçmektedir.
Alfred Nobelin bu sözü aslında başta birçok tartışmaya neden olmuştur. İsveç dilinde 'idealisk' kelimesi 'idealistik' ve 'ideal' olarak çevrilmektedir. Bu da Lev Tolstoy ve Henrik İbsen gibi dünyaca tanınmış yazarların başlarda yazdıkları yeterince idealistik bulunmadığından ötürü bu ödülü alamamalarına yol açmıştır.

Comments:
Nobel'i mi tartismak gerekiyor yoksa Nobel'i verenleri mi yada bunlarin hepsinin ustunde binlerce vahsete imza atan Batı uygarligini mi...
Bence hicbiri tartisilmaz degerli dostlarim; tartisilacak tek konu kendimiziz. Neden mi?
Sevr anlasmasi imzalandiktan sonra Ingiliz, Fransiz ve Italyanlar bolgeyi didik didik inceleyip bulamiyorlar bir soykirim ki bulsalar Damat Ferit derhal gerekli kabulu yapacak...
Yuz yil geciyor, RTE cikiyor karsimiza ve Turk tarihinin; yani ordusu M.Ö 200 lere dayanan, yazitlari, medeniyeti olan, akil hastalari batida yakilirken kulliyelerde su ile tedavi eden, affeden Turk tarihinin en gucsuz yonetimi Islam tacirligi ile kaynaklari satarken, Batı'nın dahi aklina getirmeye korktugu islerin yolunu aciyor "Ermeni Soykirim'i yoktur demeyi suc sayiyor" cunku karsisinda muhatap yok... Baska bir devletin baskanina "Baskan" diye hitap eden bir idareci ile yokedilmeye calisilan Turkiye var.
Bunun sonucunda ne var? Turkiye'ye kufredenler odul var! Bu ne AB'nin gucu, ne cifte standart ne de bir baska seydir. Bunun tek karsiligi bizim kendi ciler acisi halimizdir. Her lambanin isik vermedigi ulkedeki isigi aramayanlarin dustugu haldir...
Saygilarimla
İbrahim Aykut KAYA
 
Nobel'i mi tartismak gerekiyor yoksa Nobel'i verenleri mi yada bunlarin hepsinin ustunde binlerce vahsete imza atan Batı uygarligini mi...
Bence hicbiri tartisilmaz degerli dostlarim; tartisilacak tek konu kendimiziz. Neden mi?
Sevr anlasmasi imzalandiktan sonra Ingiliz, Fransiz ve Italyanlar bolgeyi didik didik inceleyip bulamiyorlar bir soykirim ki bulsalar Damat Ferit derhal gerekli kabulu yapacak...
Yuz yil geciyor, RTE cikiyor karsimiza ve Turk tarihinin; yani ordusu M.Ö 200 lere dayanan, yazitlari, medeniyeti olan, akil hastalari batida yakilirken kulliyelerde su ile tedavi eden, affeden Turk tarihinin en gucsuz yonetimi Islam tacirligi ile kaynaklari satarken, Batı'nın dahi aklina getirmeye korktugu islerin yolunu aciyor "Ermeni Soykirim'i yoktur demeyi suc sayiyor" cunku karsisinda muhatap yok... Baska bir devletin baskanina "Baskan" diye hitap eden bir idareci ile yokedilmeye calisilan Turkiye var.
Bunun sonucunda ne var? Turkiye'ye kufredenler odul var! Bu ne AB'nin gucu, ne cifte standart ne de bir baska seydir. Bunun tek karsiligi bizim kendi ciler acisi halimizdir. Her lambanin isik vermedigi ulkedeki isigi aramayanlarin dustugu haldir...
Saygilarimla
İbrahim Aykut KAYA
 
Yorum Gönder



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?


adopt your own virtual pet!