12 Haziran 2006

İzmir üzerine :)

Petrol şeyhinin bir tanesi üniversitede okuması için oğlunu İzmir'e gönderir. Çocuk ilk devreyi başarıyla bitirdikten sonra notlar düşmeye ve çocuk hafiften serserileşmeye başlar. İşin kötüsü,memleketten çocuğa gönderilen avuç dolusu paralar da artık yetmemektedir! Şeyhimiz oğlunu kontrol etmek için adamlarından birini İzmir'e gönderir.

Adam İzmir'e gelince bir de ne öğrenir! Şeyhin okusun diye gönderdiği oğlu okulu bırakmış, kendini karıya kıza vurmuştur!

Neyse, çocukğu Kordon da bir meyhanede bulunur:

"Ya seydi, bune kepazeliktir! Baban seni merak eder! Kalk gidiyoruz Arabistan'a!"

Çocuk "Ayva seydi" der, "Ama önce bir otur da şu manzaraya bir bak..."
Şeyhin adamı "Bunda ne kötülük olabilir ki" diye düşünür ve masaya oturur.

Sandalcılar çaparilerini sallamakta, arkada batan kıpkırmızı güneş, körfezi kırmızının tonlarına boyamaktadır. Manzarayı seyrederken, garsonun getirdiği kavundan bir tane ağza atılır. Ardından peynirin de tadına bakılır. Eh eşek değiliz ya, şu aslan sütü denen meredin de bir tadına bakalım derken orada ipler kopar!

Şeyhin oğlu ve körfez tarafından ayartılan adam, yorgun ve akşamdan kalma olduğu anlaşılan bir sesle, 15 gün sonra, efendisini arar:

"Ya seydi, veled mazbût velakin memleket puşt!"


Comments: Yorum Gönder



<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?


adopt your own virtual pet!