25 Nisan 2006

Hehe günün olayı!

Bu akşam telefon çaldı, sessizlik bi agu sesi falan, ne olduğunu anlamadım, sonra arkadan Lale'nin sesi "Benüü Benüü" diyor hoparlörden, ailece açmışlar başında duruyorlar :)

Dediim hayırdırr???

"Emre anneannesini arıyor" dedi!!!

EMRE arıyor???

Arayan hani şu benim yeğenlerden olan 15 aylık güzellik??? :))))

o sırada da konuştu Emrecik, yani telefondan bir gülücük attı ve sonrasında sıkılıp ağlama başlangıcı yaptı :)














Yakında o da olacaktır emim :)) Ne çabuk büyüyorlar yaaa
Adam olmuşlar telefon da ediyorlar :)))



Ehh Tolga da yarın teyzoşunu (yani beni) arar herhalde :))



24 Nisan 2006

itiraf

Bugün neden birden bu kadar diyet olayına girdiğimin itirafıdır!!!
Çünkü bugün bir blog keşfettim!!
http://diyetkardesligi.blogspot.com/

Çok şeker yaa!! Dün gerçi gazeteye de çıkmışlar ama ben bir arkadaşıma yorum yapan birinin blogonu izleyerek buldum bunu...

bir tane daha buldum hatta: http://baskulailesi.blogspot.com/

Evet zayıflamak istiyoruzz!!! Birbirimize destek olarak daha kolay yaparız eminim!! Birlikten kuvvet doğar! "Onca kişiye söyleyip rezil olmama " düşüncesi de bize gaz verecektir!!

Gazetede çıkması üzerine bazı kötü niyetli kişiler girip hoş olmayan şeyler yazmışlar sanırım, ama dert etmeyin bayanlarr!! biz kendimizi ve birbirimizin halinden anlarız!!! Şimdiye dek öyle kişilerle az mı karşılaştık, az mı savaştık?? Onların bu savaşta bizi yıldırmalarına izin vermeyelim!!!

Şimdi derhal 1. ye gidip üyelik başvurusu yapıcam!!!

Ben bile bu zaman içinde, doğru dürüst uymadan 2-3 kilo vermişsem... (Buzdağının üstünden düşen kar topu kadar da olsa, o kar artık orada değildir;) (güzel bir laf ettim galiba durup dudurken :) ) şimdi gaza gelip oraya üye olup da daha fazla vermez miyimmm....

bekle beni mayokiniiiiiiiii :))) bu sene olmazsa bile seneye!!!!!
hem de akapunktursuz ;)

Diyet Listesi

her ogunde bir dilim kepekli ekmek,bir bardak su alinacak( ilac niyetinee)

sabah ogunlerinde bir cay kasigi bal alinacak(abartmayalim cay kasigi dedik)))


--------------------------------------------------------------
gun icinde yenebilecekler
--------------------------------------------------------------


1-- zeytin yagli pismis( bir kilo sebzeye 2 yemek kasigi yag olcusu ile) her tur sebze yemeginden doyuncaya kadar.( ıspanak,karnibahar,lahana,kereviz,taze fasulye,patlican,dolmalik biber,carliston biber,domates,taze sogan,enginar,taze bakla,pirasa olabilir)

2--istenen ve sevilen her tur salatalar( limonlu ve bir tatli kasigi yagli.tuz arzuya bagli)mevsim salatalari.yesil salatalar,cok renkli salatalar( kirmizi lahana,turp,havuc,vs)tursu yenebilir makul olcude..

3--haslanmis her cesit ot cinsi limonlu ve bir tatli kasigi yag olcusu ile( tuzsarmisak arzuya bagli)turp otu,cibes,radika,hindibag,bronkoli,buruksel lahanasi,patlican salatasi,


4--ezmeler yagsiz yogurt ile yapilacak( yag ilavesiz)patlican ezme,ispanak ezme,havuc ezme(cok az cevizli)cacik boll,kuru naneli,

5--2 porsiyon meyve(muz haric veya yarim muz)<>mutlaka kabuklu yenebilenleri kabuklu yiyin.

6--baklagillerden bir su bardagi dolusu(12 yemek kasigi) yenebilir( kuru fasulye,mercimek,nohut,borulce,kuru barbunyapilaki veya yemegi yenebilir,)fava yenmeyecek

7--akla geldikce gun icinde taze yesil biber yenecek(carliston tercih edin) (vücuda kendi kalorisinin iki mislisini yaktırıyormuş !!)

8--sut,yogurt,mumkunse diyet olani tercih edin veya yogurt 4 yemek kasigi,sut bir su bardagini gecmeyin(150 gr yogurt)(150cc sut)diyet yogurt veya sut ise 250 gr yogurt,250 cc sut alinabilir.

9--peynir(sevdiginiz cesitten 50 gr gecmeyin)veya 100--150 gr lor peyniri tercih edin.

10--kirmizi et,kofte(6 tane)(gunde 150 gr)balik( 250 gr)tavuk(200gr) yenebilir<>

11-her sabah (mutlaka kahvalti yapin)ayni kahvaltiyi yapmayin.cesitlendirin( bikmamak icin)

12—haslama firin izgara( mangal kullanmayin)buharda pisirme yenebilir( yagda kizartma kavurma tutsuleme lakerda tuzlama yenmeyecek)

13—bir porsiyon makarna.sossuz!!! yogurt veya lor peyniri ilaveli yenebilir(bir su bardagi dolusu kuru fiyonk makarna)

14—princ kullanmayin

15—5 dolu yemek kasigi bulgur pilavi haftada bir kez yenebilir

--------------------------------------------------------------
kahvalti cesitleri:birini tercih edin.
--------------------------------------------------------------


1--domates,salatalk,peynir( veya lor)bir dilim ekmek,bir cay kasigi bal,maydanoz,
2--bir kucuk tost( peynir domates iki halka sucuk)
3--yarim gevrek,domates,peynir salatalik,bal,
4--bir adet kucuk gul borek,domates,salatalik
5--yumurtali veya yumurtasiz menemen
6--labne peynrli balli bir dilim kepek ekmek,salatalik,

kahvaltilarda acik cay,diyet sut,bitki caylari icilebilir(tatlandirici veya sekersiz)

--------------------------------------------------------------
notlar:
--------------------------------------------------------------

aksam yemeklerini en gec sekizde sonlandirin..yatmadan bir saat once yemegi tamamen kesin..(gece boyunca tum yedikleriniz hazim olmak uzere midenizde bekleyecektir sabah saatlerine kadar bos yere midenizi doldurmayin dinlensinki ertesi gune hizli baslasin)

bitki caylari,meyve,diyet sut,marul yapraklari,salatalik,yesil biber,makul olcude yenebilir,
gec yatiliyorsa atistirmak icin.(erken yatin)


halka halka dogranmis salatalik,kucuk havuc,yenebilir.

İsteniyorsa diyet icecekler makul olcude kullanilabilir(meyvalarin kendisini tercih edin sularini degil)


Aliskanlik varsa diyet sut ile birlikde sekersiz veya tatlandiricili bir fincan kahve icilebilir

Hazirlanip verilmis bitki cayindan gunde iki fincan icilecek.bol limonlu sekersiz istenirse tatlandirici kullanilir.

nefes egzersizi,gunde bir veya iki kez yuruyus( 15--30 dakika)


bulundugunuz kiloyu olcun.
Her yarim kilo icin 10 kalori hesabini yapin.( 80 kg:80x2X10=1600 kalori gibi)
Cikan rakamdan asagi alirsaniz zayiflar yukari alirsaniz sismanlarsiniz.
1000 kalori altinda diyet yapmamaya calisin.( acil degilse)
cok kati diyet uygulamayinki dayanma gucunuz kirilmasin..kilo kalici olsun.
Cesitli beslenin.biktirmasin…

16 Nisan 2006

Sarah

layout for myspace

My name is Sarah
I am but three,
My eyes are swollen
I cannot see,


I must be stupid,
I must be bad,
What else could have made
My daddy so mad?

I wish I were better,
I wish I weren't ugly,
Then maybe my Mommy
Would still want to hug me.

I can't speak at all,
I can't do a wrong
Or else I'm locked up
All the day long.

When I awake I'm all alone
The house is dark
My folks aren't home.

When my Mommy does come
I'll try and be nice,
So maybe I'll get just
One whipping tonight.

Don't make a sound!
I just heard a car
My daddy is back
From Charlie's Bar.

I hear him curse
My name he calls
I press myself
Against the wall.

I try and hide
From his evil eyes
I'm so afraid now
I'm starting to cry.

He finds me weeping
He shouts ugly words,
He says its my fault
That he suffers at work.

He slaps me and hits me
And yells at me more,
I finally get free
And I run for the door.
He's already locked it
And I start to bawl,
He takes me and throws me
Against the hard wall.

I fall to the floor
With my bones nearly broken,
And my daddy continues
With more bad words spoken.

"I'm sorry!", I scream
But its now much too late
His face has been twisted
Into unimaginable hate.

The hurt and the pain
Again and again
Oh please God, have mercy!
Oh please let it end!

And he finally stops
And heads for the door,
While I lay there motionless
Sprawled on the floor.

My name is Sarah
And I am but three,
Tonight my daddy
Murdered me.




There are thousands of kids out there just like Sarah. And you can help.

It sickens me to my soul, and if you just read this and don't pass it on I pray for your forgiveness, because you would have to be one heartless person to not be affected by this email. And because you are affect ed, do something about it!! So all I am asking you to do is take some time to send this on and acknowledge that this stuff does happen, and that people like her dad do live in our society, and pray for child abuse to wither out and die, but also pray for the safety of our youth.


Please pass this poem on as a Blue Ribbon Against Child Abuse because as crazy as it might sound, it might just indirectly change a life. Hey,you NEVER know.

----internetten----



Not: Nette olayı hemen araştırdım, Blue Ribbon Against Child Abuse kampanyası , Amerikada iken yaşadığım eyalet olan Rhode Island'da başlatılmış ve web sitesi de: http://www.preventchildabuse-ri.org/BlueRibbon.asp

14 Nisan 2006

TEGV Günüm



Yaşasıın bugün gene perşembee!! TEGV günümm :))
Bilen biliyor, bir kaç senedir aralıklı da olsa Balçova biriminde gönüllüyüm.

Geçen dönem 5. Sınıflarla "İngilizce Oyun Saati" dersi yaptık, bu hafta yeni dönem başladı. Ben gene İngilizce dersi yapacağız diye hazırlanarak gittim, bir de bir de baktım program değiştiği için bizim ders de değişmiş ama ne yapacağımızı bilmiyoruz :) Dicle'ye sordum, o da "Çocuklar karar versin" dedi ve oylama yaptık... Sonuç olarak kızlar el sanatları istedi, erkeklerse her zamanki gibi kaçtılar :))) Arada bir de meraktan sınıfı gözlediler :)))
Her zaman dediğim gibi, kızlar daha akıllı :))


Evvelki hafta, oğlanlar her zamanki gibi dersten kaçmaya çalışırken, Selvi Dicle'nin odasına geldi ve "Yaa bu erkekler neden hep dersten kaçıyor, ama bu haksızlık değil mi? " demeye başladı GENE!! Her hafta derste de nedense aynı şikayette bulunuyor, oğlanlara haksızlık oluyormuş, kızlar derse girdiklerinden, oğlanlardan fazla öğreniyorlarmış:)) Alem kız bu :) Aynı anda Dicle, ben, Aslı ve Tuba hemen başladık "e sizin için daha iyi ya, fazladan birşeyler öğreniyorsunuz", "onların kaybı işte", "çünkü siz daha akıllısınız", "istemiyorsan sen de derse girme" falan diyerek çocukcağızı şaşırttık, o da kapıdan geri geri giderken "Tamam tamam ben birşey demedim" diyerek uzaklaştı... Hepimiz tabii kahkahaları koyduk. Dicle de Selvi'nin bizden 10 dk kadar önce onun yanına gelip "neden kimse beni anlamıyor, neden hep ters anlaşılıyorum acaba" diyerek içini döktüğünü anlatınca hüzünle karşılık gülümsememiz arttı...

Neyse, oylamadan sonra Dicle beni bir torba dolusu boncukla sınıfa yolladı, "bir şeyler yaparsınız artık" diyerek! Aklımda ne yapacağımıza dair hiç bir fikir yoktu. Kızlar tabaklara boncuk yapıştırarak süs tabakları yapmak istediler ama elimizde tabak da yoktu. Ben de orada bulunan çubukları gördüm ve "Haydi kitap ayracı yapalım" dedim, bizim aklı evveller "aa nasıl olacak yaaaaa" diye itiraz etmeye başladıklarında misinaya boncuk dizerek işe başlamalarını söyledim. Onlar hangi renkleri seçeçeklerine karar verene dek ben de 1-2 sıra boncuk dizdim ve nasıl yapacağımız konusunda karar verdim. Neyse şükür ki umduğum kadar itiraz etmediler, hatta sonrasında çok zevk alıp tenefüse bile çıkmak istemediler :)

Arkadaşım Eray da ilk kez birime geldi, ne yapıyoruz ne ediyoruz diye öğrenmek için.. Sanırım o da yakında gönüllü olacak, Onun da kanına gireceğiz. Hatta Dicle'ye göre, drama gönüllüsü olarak programda yeri bile ayarladı ;)

Bugün fotograf makinasını da yanımda getirmiştim, çocuklara süpriz olsun diye. Bu resimler oradan :)

Sağolsun Eray da derse benimle geldi, boncuk dizmek istemeyenlere resim yaptırtarak boş durmamalarını sağladı. Gerçi Selvi'miz iki tarafa da gayet güzel yetişti amaa... :)

Ehh yaptıklarımızı görünce, başta resimi seçen Hilal ve Duygu da gelecek hafta boncuk dizmek istediklerini belirtmeden geçemediler :)



Kızlarım Maşallah çok güzel çalıştılar, sessiz sakin bir etkinlik oldu ilk kez :) Dikkatlerini haşarılık yerine ellerindeki işe verdiler :) Hatta Selvi bile sessizdi ;) (bunu okusa şimdi kızar ve "insanın adı çıkacağına canı çıksın" derdi :))) )

Önümüzdeki hafta da kitap ayraçlarımıza devam edeceğiz, bakalım nasıl olacaklar? Boncuklar yerlerinde duracaklarmı bilmiyorum ama ben eminim ki hepsi süperrr olacak :)

Şaka maka, oğlanların ilgisini de çekecek birşeyler bulmam lazım... Önerisi olann???

Bu gece netten bir sürü bloga girdim ve sıradaki projeleri seçtim :)
Sanırım kızlarla bilezik ve kolye yapacağız... Başka itiraz olmazsa :)
Eray, kız arkadaşı için şimdiden sipariş verdi bile :)))


11 Nisan 2006

Zayıflamam lazım artıkkkkkkk

Rejim yapmaya İstanbul'a gitmeden önce karar vermiştim,
Cankız Apla sayesinde azimle bir diyete başladım...
oradayken de Aslı ile devam ettik (mi acaba??)


Sertab'ın şarkıda dediği gibi:
" Yeni bir aşk yeni bir iş
Yine gülecek bir neden lazım"
MySpace Layouts

Özetle, benim de artık birşeylere bir yerlerden başlamam lazım...





Basit bir diet aslında ama diyeti yüksek ;)

klasiklerden: sabah öğlen akşam ve 3 ara... ne yemek istediğime kendim karar veriyorum... kahvaltı hariç ;)

Kahvaltıda peynir ekmek domates salatalık ve BİR ÇAY KAŞIĞI BAL var :)

heh en iyisi ben listenin bir kısmını yazayım buraya :))

-ama sonra-

MySpace Layouts

MySpace Layouts



babam her birşey yiyişimde "ee kızım ne oldu senin rejim" diyor!! ayy baba ne yani rejimdeyken yemek yenmez mii???

tutturdular şimdi bir Çinli akapunkturcu varmış, ona gidecekmişim...
Akapunktur beni bozarrrrrr!!! istememmmmmmm!!!
lisedeykken gitmiştim verdim, ee ben şimdi gene eski halimdeyim ne anladım bu işten???

07 Nisan 2006

Bir İstanbul Çılgınlığı

İstanbuldayım... mutluyum... gururluyum ;)
Bu şehri özlemişim...
Havasını, Boğazını, özgürlüğünü...

Rejimdeyiz ve spor yapmamız gerekiyor ya, bugün, muhteşem bir İstanbul havasında kuzenle evden yürüyüşe diye çıktık, Yeniköy Emek Kahvesine kadar yürüdük. Orada elma çaylarımızı içerken gözümüz Beykoz'a giden teknelere takıldı. Aslı'ya "senin orada olasın var değil mi?" dedim, "evet yaa, yapsak mı acaba?" dedi... Gözgöze geldik ve 30 saniye sonra iskelede idik, üzümüzde en geniş gülümseme, gözlerimizde coşku ile...
İlk gelen tekneye atladık, hemen üste çıktık, meğer oraya çıkılmıyormuş, aşağı in(diril)dik.
Ne kadar bekleyeceğimizi sorduk, o saatte dolmuş usulü imiş, ne zaman dolarsa kalkacak, teknede de 10-12 kişi var, minimum kapasite 20 kişi...
Aslı kaptanı çağırdı, hadi gidelim, açıkta kalan parayı veririz dedik, çıktık yola...Tek yön 1YTL. Hava şahane, manzara mükemmel, deniz kokusu her yerimizde ve Boğazın tam ortasındayız. Gereksiz hiç birşey yok... Ne kalabalık ne gürültü... Denizin ortasında bir dalgalanma vardı, Karadeniz'e giden yunuslarmış... Ufff var mı böyle keyif? İnce ceketlerimiz bile fazla geldi... Sanırım 10 dk sonra Beykoz'da idik.

Aynı şehir farklı yaşamlar... Şehrin karşı karşıya duran iki yakası nasıl bu kadar farklı olabilir?Sanki apayrı bir dünya, apayrı bir kültür... İlginç :)

İçimizden, Paşabahçe Cam fabrikasına kadar yürüyüp, çocukluğumuzda olduğu gibi, fabrika mağazasından birşeyler almak geldi... Eskiden de oraya her gidişimizde desenli bardak falan alınırdı bize...

Çocukluğumun bir kısmında Boğazın ne kadar önemli yeri var... Babamla tekneyle açılırdık ("yel" idi galiba takanın adı), denize girerdik, balık, yengeç, midye, avlardık... Elimizle deniz atı yakalardık... Ondandır hala sıcak sularda yüzmeyi sevmemem... Zaman zaman denizanaları taşardı denizden... Boklu midye mi ne yapılırdı sac üstünde... At kestanesi ağaçları, kırmızı horoz şekeri, gazoz fabrikası... şimdi şurda düşündükçe neler neler geliyor aklıma... Büyükdere, Sarıyer,Yeniköy, Carlton Oteli, Tarabya Oteli, Kanlı'da yoğurt... Şile...dev dalgalar :) galiba ondan çekiyor bu şehir beni... Doğum şehrimin olması da etkili galiba :) burada da güzel anılarım var, mutlu çocukluk anıları... Sonra Bakırköydeki çiftlik, Yeşilköydeki eski ev, Nişantaşı, gemi ile gelmelerimiz... Halam... Çocukken Aslı'nın Barbilerini kıskanışım... Babaannemle otellerde akşamüstü çayları... Bir dolu anı üşüştü gene... (Tamam tamam sustum... Beynimden geçen görüntüleri klavyeye dökemem ki... )

Nerde kalmıştık? Beykoz'dan Paşabahçe fabrikasına yürüyüş demiştim değil mi... evet... 2-3 kilometrelik yolmuş, çene çala çala, denize insanlara baka baka tempolu bir şekilde yürüdük... Fakat gördük kimağaza ve fabrika kapanmış, hayal kırıklığı...

Bu arada 3.000.000 lale projesi muhteşem.. Şehrin her yerinde tüm parklarda yeşilliklerde laleler açıyor... rengarenk... sarı, pembe, turuncu, ateş rengi, kırmızı, mor... Alışık olmadığımız bir görüntü ve renk cümbüşü... Keşke kameram yanımda olsaydı da onları fotograf olarak, bir an olarak hapsedebilseydim... Şimdilik linki ile idare edin ;)

İstanbulun Lalesi

Bina yerinde ama içi boş.. Bir hayalkırıklığı daha... Gerçekten büyümek zorunda mıyım acaba? Herşey değişmek zorunda mı?? :(( Sanırım Aslı'nın da kalbi buruldu eski bir şeyi daha yerinde göremeyince...

Dönüşte taksi çevirdik, iskeleye geri döndük... Ne zaman kalkacak derken gene aynı konuşma :) Bu defa kaptan ilk anda inanmadı, oradaki çocuk, abi hadi hanımlar tekneyi kapatıyor deyince inandı ve marşa bastı :)

Yeniköy'e geri döndük, hadi dedik bari babamın galetalarını almaya gidelim Kireçburnu'na.... Neyse arada arabayı çağırdıki atladık gittik.. Galetaları aldım, Aslı o arada Kireçburnu fırınının muhteşem lezzetlerine "gözucu" ile bakıp "bu neli , bu neli" diye sorup "off muhteşemmm" deyip duruyor :) E dedim 2 tane alalım o kurabiyelerden, tam hesapbı ödeyecem, fırından tepsiyle sıcacık portakallı çörekler çıktı, çocuklara alsak mı derken resmen atladık üzerlerine ve elimiz yana yana bir taneyi mideye indirdik... Yürüyüşümüz biraz havaya oldu yani :) Ama olsun, bence günün her anına, çöreğin her lokmasına değdi...

Hem öğlen hafif yemiştik, bununla dengeledik :))))))))))

Deliliğimize, coşkumuza yenildik ve bugün değişik birşeyler yaptık... iyi ki de yaptık :)Böyle şeylerde Aslı ile kafalarımız uyuyor, ne güzel!! :)))
Seni seviyorum kuzennnnnnnnnnnnnnnn

02 Nisan 2006

YORUMSUZ

Blogumu okuyanların "ortalama zeka" seviyesi üstünde olduğunu umuyor ve o yüzden de bu karikatürden alınmayacaklarını düşünüyorum.....



Kimse birşey yapmamış!!? Peki bunlara ne oldu??

"İNSANI SEVMEK DOĞAYI SEVMEKLE BAŞLAR"

Geçen haftaki Hürriyet gazetesinden alınma haberler...

Konu: KÖPEK KATLİAMI

1
Doğayı Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği (DOHAYKO) Ankara Temsilcisi Burcu Işıkalp, Mamak çöplüğü civarındaki çukurlarda yüzlerce ölü köpeğin bulunduğunu belirterek, "Bu köpekleri buraya getirip vuruyorlar veya ilaçla öldürüyorlar" dedi.

Vatandaşların Mamak çöplüğü civarında ölü köpeklerin bulunduğu ihbarı üzerine bölgede inceleme yapan Işıkalp, gazetecilere yaptığı açıklamada, üzücü bir manzarayla karşılaştıklarını söyledi. "Mamak ve Altındağ belediyesi ekiplerince itlaf edilen köpeklerin bu bölgeye atıldığını" iddia eden Işıkalp, "Mamak çöplüğü civarında bulunan 4-5 çukurda yüzlerce ölü köpek var. Bu köpekleri buraya getirip vuruyorlar veya ilaçla öldürüyorlar" diye konuştu.


2
Onlara kıyan insana da kıyar

Mamak ve Kutludüğün çöplüklerinde tecavüze uğramış ve öldürülmüş yüzlerce köpeğin bulunması hayvanseverleri ayağa kaldırdı. Mamak Çöplüğü’nde toplanan hayvanseverler, itlafçı belediyeleri protesto etti.

Grup adına açıklama yapan Ankara Hayvanları Koruma Platformu Başkanı Fersun Işıtman, şunları söyledi: "Otopsi raporlarında yavruların boğulma nedeni ile öldüğü, hayvanların gözlerinin oyulmuş, dilleri ve kulaklarının kesilmiş olduğu görülmektedir. Bu vahşetin sebebi, bu hayvanları sokaklardan toplayıp buraya getiren belediyelerdir. Bu emri verenler ve uygulayanlardır. Basının da büyük desteği ile bundan böyle bu sorunun insani ve vicdani boyutta kanun ve genelgeler kapsamında çözümünü istiyoruz. TBMM’yi çıkardığı kanuna sahip çıkmaya, İçişleri ile Çevre ve Orman bakanlıklarını kanunun bakanlık birimlerine verdiği denetim ve uygulatma görevlerini yerine getirmeye, belediyeleri de bu insanlık suçuna son vermeye, kanun ve genelgeleri uygulamaya davet ediyoruz. Ayrıca Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün olaya eğilip Mamak Çöplüğü’ndeki bu tecavüz ve işkence olaylarını yapan kişileri araştırmasını ve bu çöplükte tedbir almasını istiyoruz. Bu vahşeti bugün bir canlıya uygulayanlar, bunu bir gün mutlaka bir insana da yapacaklardır."

3
Annelerini gömdüler


Bu kez katliam ihbarı Mamak’tan değil, Kutludüğün beldesinden geldi. Hemen bölgeye giden Hürriyet muhabirleri, ihbar edilen boş alandan ayrılmakta olan belediye araç ve dozeriyle karşılaştı, ardından da korkunç gerçekle: Her nasılsa katliamdan kurtulmuş onlarca başıboş yavru köpek ve toprağa gömülü diğerleri.

MAMAK çöplüğünde itlaf edilen köpeklerin gömüldüğü toplu mezarların ortaya çıkmasının ardından, yeni bir hayvan zulmünün de Ankara’nın Kutludüğün beldesinde yapıldığı ileri sürüldü. Kutludüğün beldesinde yaşayan vatandaşların ihbarı üzerine bölgeye giden Hürriyet muhabirleri, ihbar edilen alandan ayrılmakta olan belediye araçları ve dozeriyle karşılaştı. Boş arazide ne yaptığı belli olmayan belediye görevlilerinin bölgeyi terk etmesinin ardından arazide araştırma yapan Hürriyet ekibi, iki haftalık oldukları sanılan 30 kadar köpek yavrusu ile karşılaştı. İhbarda bulunan görgü tanıkları ise gösterdikleri üç kum tepeciğinin altında onlarca köpeğin gömüldüğün öne sürdü. Köpeklerin bir kısmının canlı canlı gömüldüğünü anlatan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir görgü tanığının ifadeleri tüyler ürperticiydi.

TANIK: GÖRDÜM, ZATEN YILLARDIR BUNU YAPIYORLAR

Görgü tanığı, "Römork dolusu köpeği bölgeye taşınırken gördüm. Hayvancıkların bir kısmı can çekişiyordu, son bir ümit traktörün kasasından kaçmaya çalışıyordu. Belediye çalışanlarının kepçeyle kazdıkları derin çukurlara köpekler canlı canlı koyuldu ve üstleri kapatıldı" dedi. Aynı tanık, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu işi yılardır yapıyorlar. Korkumuzdan sesimizi çıkaramıyorduk, ama artık yeter. Bu insanların yaptıkları insanlığa sığmıyor. Hani eceliyle ölen köpekleri gömüyorlardı? Bir kısmı hala can çekişiyordu."

BAŞKAN YARDIMCISI: GELSİN ANNELERİ ALSIN

Hürriyet muhabirlerinin olay yerindeki araştırmaları sürerken, ilginç bir olay da yaşandı. Olay yerinden ’tesadüfen’ geçtiğini ve Hürriyet ekibini gördüğünü söyleyen Kutludüğün Belediye Başkan Yardımcısı Veyis Tuna, yavru köpekler için "Kazalarda ölen köpekleri buraya gömüyoruz. Yavru köpekleri de buraya vatandaşlar bırakmıştır" dedi. Veyis Tuna, Hürriyet’in yavru köpeklere ne olacağı yolundaki sorusuna ise alaycı bir dille, "Anneleri gelsin, alsın" yanıtını verdi. (Lütfen birileri >>>HAYVAN<<< tanımı bir kez daha yapsın!!! B.)
İLK KATLİAM DEĞİL

Ankara’nın Mamak İlçesi’nde bulunan çöplükte iki hafta önce toplu hayvan mezarlığı ortaya çıkarılmıştı. Doğayı Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği DOHAYKO Ankara Temsilcisi Burcu Işıkalp, Mamak çöplüğü civarındaki çukurlarda yüzlerce ölü köpeğin bulunduğunu belirterek, "Bu köpekleri buraya getirip vuruyorlar veya ilaçla öldürüyorlar" demişti. Mamak Belediye Başkanı Gazi Şahin ise kendisini "Ben böyle bir işlemi yaptığımı kesinlikle kabul etmiyorum. Biz köpekleri sadece kısırlaştırıyoruz. Sadece şu oluyor; köpek sokakta bir şekilde ölmüş oluyor. Araba çarpıyor, eceli ile ölüyor. Sonra vatandaş bizi arayıp, gelin bu leşi alın diyor. Biz de araçlarımızla gidip, alıyor ve çöplüğe atıyoruz" sözleriyle savunmuştu.

Kutludüğün öksüzleri

Hayvanseverler önceki akşam yavru köpekleri Kutludüğün beldesindeki boş arazide kalmaktan kurtardılar ve koruma altına aldılar. Mamak Belediyesi ise Mamak çöplüğü civarında ölü bulunan köpeklerle bir ilgilerinin bulunmadığını bildirdi. Belediye Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, köpeklerin bulunduğu çöplüğe, Ankara’nın mücavir alan sınırındaki her yerinden atık getirildiğine dikkat çekilerek Mamak Belediyesi’nin yedi yıldır hayvan itlafı yapmadığı savunuldu.


4
(pitbull dövüşleri ile ilgili bir yazıdan...)

Antrenman olsun diye önlerine canlı köpek atıyorlar

PITBULL dövüşlerinin buz dağının görünen kısmı olduğunu ve asıl vahşetin bu köpeklerin antrenmanlarında yaşandığını söyleyen Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği (DOHAYKO) Genel Sekreteri Nesrin Çıtırık, şunları söyledi: "Bu adamların sokaktaki sahipsiz köpekleri topladıklarını, bunları döverek felç ettiklerini biliyoruz. Bu köpekleri daha sonra, kendi pitbulllarının önüne antrenman olsun diye bıraktıklarını da biliyoruz. Yine köpekleri test etmek için ağızlarına halka takıp balkondan sarkıtıyorlar. Eğer ağzını açmadan böyle dayanabilirse bahiste kullanıyorlar ama ağzını açarsa zaten balkondan aşağı düşüp ölüyor. Bunun gibi vahşet örneklerini çoğaltabiliriz."

ARKADAŞ

Eski Türklerde Askerler savaşırken arkadan gelecek herhangi bir saldırıyı kontrol edebilmek için sırtlarini bir ağaca, kaya veya taşa vererek ok atarlarmis. Atalarimiz genelde bozkır hayatı yaşadıkları için bu sırt dayanan nesne genelde bir taş veya kaya olurmuş. Yıllar sonra bu sırt dayanan taşın ismi ARKA-TAŞ dan ARKADAŞ seklinde dilimize yerleşmiş ve bugün bile güvenebileceğimiz, bizi arkadan vurmayacak olan samimiyetine güvendiğimiz kişilere verdiğimiz isimdir...


*)Teşekkürler Cello(*

kaynak: tamer korugan, lüzumsuz bilgiler ansiklopedisi, aykırı yayınları
(kaynak için teşekkürler "Yeni Damat" ;) )

This page is powered by Blogger. Isn't yours?


adopt your own virtual pet!